KARDİYOLOJİ

KARDİYOLOJİ

Kardiyoloji: Nedir, Uygulamalar Prosedürler Nelerdir, Sık Sorulan Sorular

Kardiyoloji Nedir?

Kalp ve kalp damarlarına ait hastalıkların teşhisi, tedavisi ve takibi ile ilgilenen tıp dalına "kardiyoloji" adı verilir. Kalp hastalıkları dünyada ve ülkemizde başlıca görülen sağlık sorunlarından biridir ve çok küçük yaşlardan, ileri yaşlara kadar geniş bir yaş aralığında ortaya çıkmaktadır.

Kardiyoloji Neye Bakar?

Kardiyoloji bölümümüzde tanı koyulan bazı hastalıkları şöyle sıralayabiliriz:
  • Koroner Arter Hastalıkları
  • Kalp yetmezliği
  • Kalp ritmi bozuklukları
  • Kalp kapak hastalıkları
  • Aort damarı hastalıkları
  • Periferik damar hastalıkları
  • Hipertansiyon
  • Hiperlipidemi / Dislipidemi (lipit metabolizma hastalıkları)
1.Koroner Arter Hastalıkları

Çok yaygın şekilde görülen kalp ve damar hastalıkları arasında yer alan koroner arter hastalığı, kalbi besleyen damarlar olan koroner arterlerin aterosklerozu (damar sertliği) veya yüksek kolesterolden kaynaklı olarak damarlarda yağ plaklarının birikimi sonucunda tıkanması sonucunda gelişir. Bu durum kalp kasına yeterli oksijen iletilememesine ve daha ileri dönemlerde kalp yetmezliğinin gelişimine yol açar. Tedavisinde ilaç kullanımının yanı sıra koroner anjiyoplasti, stent uygulaması, minimal invaziv teknikler ve robotik cerrahi, bypass gibi uygulamalar yer alır.

Kalp ve damar hastalıkları veya birtakım farklı nedenlere bağlı olarak kalbin zarar görmesi ve vücuda ihtiyaç duyulan miktarda kanı pompalayamaması sonucunda kalp yetmezliği gelişir. Kalpte var olan doğumsal veya sonradan gelişimli yapısal bozukluklar, uzun süre devam eden yüksek tansiyon, kalp kapakçığına ilişkin hastalıklar ve kalp krizinin kalp kası üzerinde oluşturduğu hasar, kalp yetmezliğinin ortaya çıkış nedenleri arasında yer alır. Tedavisinde çeşitli ilaç türevlerinin yanı sıra kalp pili ve destek cihazlarının kullanımı, cerrahi tedavi yöntemleri ve kalp nakli gibi uygulamalar yer alır.

Kalp atışlarının düzensiz olması veya kalbin olması gerekenden farklı şekilde çalışması ritim bozukluğu veya aritmi olarak adlandırılır. Bu durum kalbin çok hızlı atması (taşikardi) veya çok yavaş atması (bradikardi), bayılma ve çarpıntı hissi gibi olumsuzluklarla kendini belli eder. İlaç kullanımı, kateter ablasyonu gibi elektriksel tedaviler veya aritmiye özel geliştirilmiş cerrahi operasyon teknikleri yardımıyla aritmi hastalarında tedavi uygulanabilir.

Kalpte doğumsal olarak var olan veya genetik faktörler, yaşlılık, ağır enfeksiyon gibi etkenlere bağlı olarak sonradan gelişen kalp kapak hastalıkları, kalp kapaklarının daralması veya kan kaçırması ile karakterizedir. Kapak hastalığı bulunan kişiler bazen yıllar boyunca herhangi bir belirti hissetmezken bazı kişilerde ise hastalık sürekli halsizlik, çarpıntı, tıkanıklık hissi ve çabuk yorulma gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Tedavisinde kapağın onarımı veya değişimi, transkateter aort kapak replasmanı (TAVI), transkateter kapak tedavisi gibi klinik ve cerrahi uygulamalardan yararlanılır.

Vücudun en büyük atardamarı olan aort atardamarına ilişkin hastalıklar, aort damarı hastalıkları olarak gruplandırılır. Aort anevrizması (genişleme), damar tabakalarının yırtılması (diseksiyon), damarda tıkanıklık veya darlıkların meydana gelmesi en sık karşılaşılan aort hastalıklarıdır. Başlangıç evrelerinde tespit edilen aort hastalıklarında yalnızca ilaç kullanımı tercih edilebilirken daha ileri olgularda anjiyografi, stent uygulaması ve cerrahi onarım tedavilerinden yararlanılması gerekebilir.

Periferik damar (arter) hastalıkları, ateroskleroz (damar sertliği) nedeniyle atardamarlarda oluşan tıkanıklıklara bağlı olarak kollar, bacaklar ve organlara kan akımının engellenmesi şeklinde gelişen bir hastalıktır. Yüksek kolesterol, hipertansiyon, sigara kullanımı, diyabet hastalığı, obezite veya genetik yatkınlığa bağlı olarak ortaya çıkabilen bu hastalığın tedavisinde ilaç kullanımı ile bypass, endarterektomi ve stent uygulaması gibi cerrahi girişimler yer alır.

Ülkemizde ve dünyada en yaygın şekilde görülen kronik hastalıklardan bir tanesi hipertansiyondur. Yetişkin bireylerde sistolik kan basıncı 120 mmHg, diastolik kan basıncı ise 80 mmHg'nin altında olmalıdır. Tansiyonun sürekli olarak bu değerlerin üzerinde seyretmesi hipertansiyon olarak adlandırılır ve bu durum uzun vadede pek çok hastalığın oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle tıbbi beslenme tedavisi ve gerekli görülmesi durumunda ilaç tedavisi ile kan basıncı normal aralıklara indirgenmeli ve kontrol altında tutulmalıdır.

Kolesterol ve diğer kan lipidlerinin kanda olması gereken seviyelerin üzerinde bulunması, ateroskleroz başta olmak üzere pek çok kalp ve damar hastalığının oluşumu için risk faktörüdür. Kandaki çeşitli lipid türlerinin yüksekliği hiperlipidemi; kanda total kolesterol, LDL ve trigliserid seviyelerinin yükselmesi ile iyi kolesterol olarak da adlandırılan HDL seviyelerinin düşük olması durumu ise dislipidemi olarak adlandırılır. Her iki durum da uzun vadede sağlık üzerinde büyük olumsuzluklar yaratabileceğinden beslenme tedavisi ile kolesterol ve yağ alımı dengelenmeli, hekim tarafından gerekli görüldüğü durumlarda ilaç tedavisi uygulanmalıdır.

  • Elektrokardiyografi (EKG): Kalp hastalıklarının tanısında ilk kullanılan yöntem EKG’dir. EKG, hastanın göğüs, kol ve bacak bölgesine yapıştırılan elektrotlar yardımıyla çekilir.
  • Ekokardiyografi (EKO): Kalp yetmezlikleri ve kalp kapaklarındaki bozuklukların tanısında kullanılan EKO, kalp yapısının incelenmesini sağlar.
  • Efor (Stres) Testi: Efor testi diğer adıyla eforlu EKG, yürüme bandı üzerinde hastaya efor yaptırılarak, kalp hızının ve iş yükünün artırıldığı; bu yüklenme esnasında da seri EKG çekimleri ile kalbin verdiği tepkilerin izlendiği bir işlemdir.
  • Stres Ekokardiyografi: Stres ekokardiyografi, kişiye ilaç verilerek egzersiz yaptığı sıradaki kalp atışlarına ulaşılması için kullanılan bir yöntemdir. Egzersiz yaparken, kalbin en çok ihtiyaç duyduğu anda, yeterli oksijen ve uygun kan akışı alıp almadığını belirlemede yardımcı olmak için kullanılır.
  • Holter (Tansiyon + ritim holter, 24, 48 ve 72 saat): Hastanın kalp ritminin takip edilebildiği, giyilebilen cihaza holter denir. Holterin, kalp ritmini incelemek için 24, 48 veya 72 saat vücutta kalması gerekebilir. Tansiyon holter ise 24 saat boyunca doğal ortamda belirli periyotlarla tansiyon ölçümü yapmak için kullanılmaktadır.
  • Transözofajiyal ekokardiyografi (TEE): Yaygın olarak kullanılan yüzeysel ekokardiyografi yönteminin yetersiz kaldığı bazı durumlarda yemek borusu yolu ile ekokardiyografi yapılması gerekebilir. Buna da transözofajiyal ekokardiyografi denir.
  • BT koroner anjiyografi: BT koroner anjiyografi, kontrast madde kullanılarak çekilen tomografik bir görüntüleme metodudur. Kalpteki anatomik bozukluklar, koroner darlıklar gibi çoğu hastalığın tedavisini planlamada yardımcı olan bir yöntemdir.
  • Koroner anjiyografi ve balon-stent işlemleri: Koroner anjiyografide kalbi besleyen damarların görüntüsü alınır. Anjiyografi sırasında lokal anestezi kullanıldığı için hasta herhangi bir ağrı ya da acı hissetmez. Anjiyografinin uygulandığı tekniğe göre hastanın belirli bir süre hastanede kalması gerekebilir. Anjiyografi sonrası gerekli görülen vakalarda tedavi amaçlı balon ve stent işlemleri de yapılmaktadır.